Uyku Düzeni / Uyku Eğitimi Bölüm-2

6/12/2015 0 Yorum A+ a-


Uyku düzenimizde hikayenin 2. bölümüne ve en can alıcı kısmına geldik.

Harvey'in olmazsa olmaz kuralları var. İlki beyaz gürültü. Bu öyle uygulamardan beyaz gürültü, white noise yazıp indirmekle olmuyor maalesef. Sizin çok hoşunuza giden dalga sesi, kumsal sesi, melodiler, hint ezgileri Harvey'e göre beyaz gürültü değil. Bebeğinizin karnınızda duyduğu ses tam olarak kaba saba, elektrik süpürgesi, fan sesine benzer bir ses olduğundan, bebeğinizin yine huzuru bulması ve kendini anne karnında hissetmesi için gerekli olan o beyaz gürültü tam olarak böyle bir şey. Yani demem o ki; siz siz olun, benim gibi, hele de bebeğiniz ile aynı odayı paylaşıyorsanız huzur verici kumsal sesi, slow ezgiler açıp, kendinizi bir güzel rüyalara teslim ederken bebeğinizden de aynı performansı beklemeyin :) o bunu istemiyor ne yazık ki. Ben ilk hatamı burada yapmış olabilirim belki de. Gürültü gürültüdür deyip en güzel dalga seslerini açtım ve çocuğum hiç mi hiç etkilenmedi. Kendi kendine uyumakmış, beyaz gürültüymüş, pehhh!!!

Sonra bir de kundak olayı var tabi. Ben bu işe 4. ayda başladığımdan Deniz kundaklanmaya kesinlikle karşı çıktı. Beyaz gürültü ve kundak.. Aman Allah'ım eğitim vereyim derken evdeki düzenden de olmuştum.

Her neyse....

Yani ben tüm bunları denedikten sonra odayı ayırdım ve bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi ilk günden turnayı gözünden vurdum (mu?)
Vurdum sanmışım meğer. Deniz 2. gece çıldırdı. Bu noktada devreye geciktir ve geciktir yöntemini soktum. Beyaz gürültüyü açtım (hala dalga sesinde ısrar ediyordum:)) ve Deniz ağlamaya başladığı an odasına girdim ve "ben burdayım" mesajını verip geri çıktım. Bu 3-5-10-15 dk sıralamasıyla devam etti ve hiçbir işe yaramadı. Bu arada her uyku öncesi uyguladığım masaj ve mum ışığı ambiyansını saymıyorum bile! Sonra baktım dalga sesi pek iç açıcı değil bu sefer çamaşır makinasına geçtim. Eh, nispeten daha sakindi. 2. 3. ve 4. günler uyuması 2 saati buldu. Deli gibi ısrar ediyordum, başaracaktım acımak yoktu. Burada söylemek istediğim ufak bir şey var. Bebekleri kendi hallerine bırakıp, ağlatmak vs onların acı çekmesi anlamına gelmiyor. Siz bunu onların iyiliği için yapıyorsunuz. Bu kötü anne-babalık değil kesinlikle. Bu yöntem çoğu bebekte işe yarıyor. Sadece 1 hafta 10 gün sabrediyorsunuz sonra bebeğinizi ve kendinizi güzel rüyaların kollarına bırakıyorsunuz. Uzmanlar aynen böyle söylüyor. Tabi bir de şöyle bir şey var. İçiniz cızzz ettiği anda bebeğinizi bu durumdan kurtarabilirsiniz. Yani içgüdülerinize kesinlikle güvenin. Ve şunu unutmayın. Kötü annelik değil bu!

Yukarıda da bahsettiğim gibi (ince noktalara yazının sonunda değineceğim) 2 saati buldu uyuması maalesef. Ben tüm yöntemleri sırayla ve 1 hafta boyunca uyguladım. Yani bu serüvenim 1 ayı buldu. Hep sabrettim ve kararlı oldum. Asla pes etmedim. Bu yöntem olmadı mı, işe yaramadı mı, hooop başka yönteme geçtim. Tabi arada uyuduğu oluyordu ama söylediğim gibi uzun uzun saatler sonrasında. Dayanamayıp kollarıma alıp uyuttuğum çok olmuştur. Hala sallamıyordum...

Son olarak en acımasızını denemeye karar verdim. Unut ve git. Ahh bu yöntem pek bana göre olmadı. En fazla 15 dk dayanabiliyordum. Oysa okuduğum ve araştırdığım kadarı ile saatlerce buna dayanabilen varmış. Yani bebeğinizi yatırıyorsunuz ve uyuyana kadar asla yanına gitmiyorsunuz. Çok mu acımasız geldi size? Bebeğiniz bunun için çok mu minik? İnanın bana ben bu işe eğer şimdi başlasaydım, ki Deniz 9 aylık, asla ama asla başaramazdım. Üzerine basa basa defalarca tekrar ettim belki de ama bir kez daha söylemek istiyorum, bu yöntemlerin hiçbirisi bebeğinizin psikolojisini bozmaz, sizi de kötü anne baba yapmaz :)

Günler geçti (1 ayı bulan günler..) Deniz giderek sakinleşmeye ve kendi kendine uyumaya başladı. Karnının tok olduğundan eminsem, gece uykusundan önce bütün uyaranları azalttım, televizyonu kapattım, mumları yaktım, beyaz gürültüyü de açtım (bu arada biz şu an adını hatırlayamadığım bir melodiye geçmiştik) Deniz'in her yerine 10-15 dk boyunca masaj yaptım. Bu bana da çok iyi geliyordu gerçekten. Sonra ona güzel sözler söyledim. Onu ne kadar sevdiğimden, iyi ki doğduğundan, kendimden, babasından, gelecekten bahsettim. Öptüm kokladım ve yatağına usulca bıraktım. Her zaman yanında olduğumdan bahsettim bir 5 dk kadar yatağında ve iyi geceler dileyip çıktım odadan. Ağladığı oluyordu ama nadiren ve kısa süreli ağlamalar. 10 dk içerisinde bebeğim uyumuş oluyordu.

Çok mutluyduk. Psikolojim düzelmiş her şey yerine oturmuş, kendim için bir şeyler yapmaya başlamıştım. Gece uykusunun düzene girmesi gündüz uykusunu da şaşırtıcı bir şekilde düzene sokmuştu. Deniz artık kendi kendine uyuyordu.. Ben böyle 1 ay kadar mutlu mesut yaşarken 2. bir şokla karşı karşıya kaldım. Dişler! İşte Deniz'in çıldırdığı 1 haftalık dönem. Huzursuzluğu yoktu evet ama kesinlikle uykuya direniyordu. Gece defalarca uyanmaya başlamıştı. İşte bu 6 aylık sürede ilk defa karşılaştığım bir şeydi. Hiç alışkın değildim zira, Deniz doğduğundan bu yana defalarca saat başı uyanan bir bebek asla olmamıştı. Baktım bu işle başa çıkamayacağım, ben ben olmaktan çıkıyorum, Deniz'i ayağımda sallamaya başladım. Uyuyacağı zaman televizyonu da açtım, yüksek sesli müzik eşliğinde gece gündüz hep böyle uyuttum. Gece uyandığında bile ayağıma aldım. Çünkü dayanamıyordum, ne olacaksa olsundu. İlkokula kadar sallayacak halim yoktu ya, hem sallayanların canı yok muydu, varsın uyusundu yeter ki.. :) 1 haftalık sık uyanmaların ardından gece uykusu yine düzene girdi, bu arada gündüzleri de 30 dk yı aşmayan saçma sapan uykularımız vardı. Dişlerimiz patlamış ve Deniz'in uyku süreleri yine eskisi gibi olmuştu. Bu aşamada eski düzene dönmedim. Ne bileyim içimden gelmedi, hayatımdan memnundum gayet de. Kolayıma gitti ayakta sallamak. Hatta o ayağımdayken bile uyuduğum oluyordu. Oh biz böyle mutlu mesut geçinip gidecektik belli ki. Derken 2-3 hafta sonra hooop kendine gel Eda dedim. Kızım iş yapamıyorsun ayakta sallamaktan, uyuyor uyumuyor, saçma sapan şarkılar, bi toparlan, ne biçim düzen bu dedim ve der demez de Deniz'i yatağına bıraktım. Çocuğum hiç yadırgamadan aynen eski düzenden daha iyi bir şekilde uykusuna daldı, gece 1 veya 2 kere acıktığı için uyandı ve gece uykuları düzene girdiğinden olsa gerek gündüz de aynı şekilde uyuyan bir bebek oldu.. O gün bugündür biz kendi kendimize uyuyan ama maalesef çok obur olduğumuzdan kesintisiz uykuyu 10 saati bulamayan bir bebeğiz. :) Ben hep içgüdülerime güvendim. İçimden ne geldiyse öyle yaptım. Kitap çok yardımcı oldu ilk adımı atmamda, fikirler edinmemde. Odaya atıp gitmekle kötü anneliği vurgulayan çok insan tanıdım, okudum, ama ben asla öyle düşünmedim. Bu kesinlikle her şeyden önce onun iyiliği içindi. İnanır mısınız Deniz'in uykusu düzeldikten sonra ben çok daha pozitif, çok daha mutlu bir insan oldum. Bebeğim huzurluydu, emindi bundan, bu yüzden ben de huzurluydum.

Deniz'e uyku eğitimi verirken ufak detaylar var bahsetmediğim. Onları da yazayım ve bu olayı kapatayım diyorum :)

  • Kesinlikle bir yatma saati belirledim. Belki 10-15 dk geç veya erkene sarktığımız oldu ama asla daha geç değil. Kendimizden çok ödün verdik bu konuda. Gidilecek yer varsa gitmedik, misafir kabul etmedik, hala gitmiyoruz, yapılacak bir iş varsa yapmadık. Deniz uyumalıydı, gerisi boştu. Kışın 20.00 olan yatma saatimizi saatlerin 1 saat ileri alınması ile 21.00'e çekeriz dedik ama olmadı. Deniz an itibari ile 20.00 de yatağına yatıyor en geç 20.15de uyumuş oluyor.
  • Yatırdıktan sonra asla odasına gitmedim. Tok olduğundan eminsem tabi! Bazen ağlıyor ama çok değil 5 dk sonra döne döne uyuyor. Evet, kapı arasından izliyorum gizli gizli dayanamayıp :))
  • Gece lambası hiçbir zaman kullanmadım. Gündüz uykusunda da perdeleri kapattım, nispeten gün ışığını çok az da olsa engellediğinden, karanlık onun için uyku saatinin geldiği algısını oluşturdu zannediyorum. Bu arada koridor ışığı vs de açmadım. Sadece gece uyandığından telefonun ışığını açıyorum beslemek için.
  • Beyaz gürültüyü hayatımdan çıkardım. Deniz sessizliği seviyormuş bunu diş çıkarmadan sonra keşfettim. Salon ile odasının arası epeyce var ama yine de televizyonun sesini çok açmamaya özen gösteriyoruz.
  • Gündüz sık besledim. Benim sütüm ne yazık ki 6. ayda kesildiğinden mamaya geçtik. Yani gündüz karnnın doyduğundan emin oldum. Deli gibi acıkmasına asla izin vermedim. Zaten çok şükür yemeği ve sütü seven bir bebek bu yüzden öğün saatlerine çok dikkat ettim.
  • Ne yaptım ne ettim emziğe alıştırdım. Gerçi 3 aylıkken kabul etti Deniz emziği ve uykusu dışında da çok aman aman öyle emzik delisi değil. Verirsen alır o kadar. Gece emziği düşse bile uyanmıyor, uyansa bile ya buluyor emziğini, ya da ben yardımcı oluyorum.
  • Odasının temiz ve düzenli olmasına daima özen gösterdim. İlk başlarda onu odasına alıştırmak için odasında çok vakit geçirmiştik bunu da belirtmeden geçmeyeyim.
  • En en en önemlisi, kararlı oldum! Kendime ve Deniz'e inandım. Tamam belki mükemmel anne değilim ama elimden gelenin çok daha fazlasını yapmaya çalıştım. Eşim bile benden bu kadarını beklemiyordu. Hatta itiraf etmeliyim ben de beklemiyordum. İnanın başardığınızda duyacağınız hazzın tarifi yok yani, o derece! :)
  • Mutlu olduğu şeyleri yaptım. Gündüz çocuk şarkıları açtım, bazen yabancı hareketli parçalar, çok huysuzlanmasına izin vermedim. Oyunlar oynadım vs vs. Deniz'i kendi kendine oynamasına nasıl alıştırdım o da ayrı bir yazı konusu :)
  • Elimden geldiğince dışarı çıkardım. Buralarda parktır bahçedir çok imkan yok o yüzden taktım Deniz'i kanguruya apartmanların arasında dolaştım. Çıkamıyorsam balkona çıkarttım.
  • Ve her şeyden önemlisi sabır sabır sabır. Delireceğimi düşündüğüm, başarısız, beceriksiz bir anne olduğumu düşündüğüm anlarda Allah'a dua ettim.
Bizim uyku maceramız ve püf noktalaramız böyle işte.. Şu an sabah ve akşam şekerlemeri 1 saat, öğle uykusu 1.5 saat kadar Deniz'in. Gece ise 20.00-07.00 arası uyuyor. Daha erken uyandığı oluyor elbette. Böyle durumlarda da yanıma alıyorum, sarılıp uyuyoruz 8-9a kadar :)

Umarım bu süreçte çok çok başarılı olursunuz. Pes etmeyin ne olur. Deniz başardıysa mutlaka her bebek başarır. Yeter ki geç kalmayın..

Sevgiler.. :)